Project Syndicate: Trump İran hakkında karar aşamasında

Trump'ın Körfez ziyareti, İran ile nükleer anlaşma süreci için ne anlama geliyor? Süreç bir anlaşma ile mi yoksa çatışma ile mi sonlanacak?

Son Güncelleme: 14.05.2025 - 02:11

Abone Ol

Google News Logo
Project Syndicate: Trump İran hakkında karar aşamasında

ABD merkezli yayın organlarından Project Syndicate'da ABD Başkanı Trump'ın Körfez ziyaretleri sırasında bölgedeki dengelere ve özellikle İran'a dair yaptığı açıklamaların değerlendirildiği bir analiz yayınlandı.

ABD Başkanı Trump'ın, ABD ve İran arasında 4. turu gerçekleşen nükleer görüşmelerin geleceğine dair verdiği mesajların “Trump'ın karar aşamasına geldiğine” işaret ettiği tespiti yapılan analizde, Trump'ın ayrıca bölge ülkeleri ile ilişkilerini İran konusunda da kullanmak istediğine dikakt çekildi.

Analizde ayrıca; olası bir uzlaşmanın nasıl gerçekleşebileceğine dair değerlendirmelere yer verildi.

İşte Project Syndicate'de yayınlanan analiz:

İran ve Amerika Birleşik Devletleri, İran’ın nükleer programına ilişkin temel meselelerde birbirinden uzak kalmaya devam etse de, dolaylı görüşmelerin yeni turu her iki tarafın da diplomasiyi gerilimi tırmandırmaya tercih ettiğini gösteriyor.

Amerika Birleşik Devletleri ve İran'dan müzakereciler nükleer müzakerelerin dördüncü turu için geçtiğimiz haftasonu Umman'da bir araya geldi. İki taraf temel meselelerde birbirinden çok uzak, beklentileri farklı ve zamanları daralıyor.

Ancak yıllardır ilk kez iyimser olmak için bir neden var. Bu anı farklı kılan, pozisyonların aniden yakınlaşması değil, diplomasinin çatışmaya tercih edilebileceğinin ortak kabulüdür.

Nitekim ABD Başkanı Trump'da Suudi Arabistan ziyareti sırasında, yaptırım tehditlerinin ardından;

“Tahran'ın nükleer programını sona erdirmesi halinde, geçmişteki çatışmaları ve İran’la aramızdaki derin anlaşmazlıkları sona erdirmeye hazırım. Ancak İran'a yaptığım bu teklif sonsuza kadar geçerli olmayacak.”

açıklamasında bulundu.

İran ise görüşmeler boyunca nükleer programının tamamen sivil amaçlı olduğu konusunda ısrar etti ve etmeye devam ediyor.

Bununla birlikte Uluslar arası kurumlar ise, Donald Trump'ın ABD'yi 2015 Ortak Kapsamlı Eylem Planı'ndan (JCPOA) 2018'de çekmesinden bu yana İran'ın zenginleştirme faaliyetleri önemli ölçüde artırdığını iddia ediyor.

Askeri uzmanlara göre ise; bugün İran, altı nükleer silah üretmeye yetecek kadar %60 zenginleştirilmiş uranyuma sahip olan bir “eşik nükleer” devlet pozisyonuna ulaştı.

Batı'nın büyük bölümü için bu durum kabul edilemez.

Trump, zenginleştirmeyi kısıtlama, füze geliştirmeyi engelleme ve İran'ın bölgesel davranışlarını değiştirme konusunda JCPOA'nın ötesine geçen kapsamlı bir anlaşma istiyor. Ancak görünen o ki bu sadece bir hayal.

İran, bölgesel ittifaklarını dağıtmak bir yana, nükleer programını tamamen geri çekmeyi asla kabul etmeyecektir. Zira İran bu gücünü, caydırıcılık duruşunun merkezinde bir kabiliyet olara görüyor.

Diğer yandan her iki tarafın da askeri çatışmadan kaçınmak için daha sınırlı bir anlaşmayı kabul etmeye yönelik sebepleri var. Trump, tüm öfkesine rağmen, yeni savaşlar başlatmayacağı konusundaki vaatlerinin arkasında durmak istiyor.

Kısa süre önce, İran'a saldırı yapılmasını savunan Ulusal Güvenlik Danışmanı Michael Waltz'ı görevden alması da bunu gösteriyor. Ayrıca Yemen'deki Husilerle 6 Mayıs'ta ateşkes ilan etmesi de yine Trump'ın bu vaadinin arkasında durmak istediğini gösteriyor.

Trump da Körfez'deki müttefikleri gibi müzakere edilmiş bir sonucu tercih ediyor ve İran'ın bu kadar zayıfladığı bir dönemde müzakere için daha iyi bir zaman olmadığına inanıyor.

İranlılar ise Trump'ı düşmanca bir aktör olarak görürken, bazıları Trump'ın diplomatik “kazanımlar” elde etme arzusunu büyük bir fırsat olarak görüyor.

Her ne kadar İran Husileri doğrudan kontrol etmese de, ateşkesi kabul etmeleri için baskı yaptığı ve bunun da ABD'nin temel kaygılarından biri olan İran'ın bölgesel vekillere verdiği desteği giderdiği ve nükleer müzakereler için havayı iyileştirdiği de süreci etkileyen dengeler arasında yer alıyor.

Anlaşma sağlanabilir mi?

Tüm bu dengelere bakıldığında, görüşmedeki anlaşmazlık noktasının İran'ın zenginleştirme kapasitesi olduğu artık net bir şekilde görülüyor.

İran, ABD Dışişleri Bakanı Marco Rubio'nun sivil nükleer programı için yurt içinde zenginleştirme yerine ithal uranyuma yönelme önerisini reddetti.

İran, uranyum zenginleştirmeyi müzakere edilemez bir egemenlik hakkı olarak gördüğünü belirtiyor ancak zenginleştirmeyi sınırlandıracak bir anlaşmayı da yok saymıyor.

Trump da zaten, amacının İran'ın sivil nükleer kapasitesini ortadan kaldırmak değil, nükleer silah edinmesini engellemek olduğunu belirtiyor.

Gelinen noktada ise; görüşmelerin başarısız olması halinde İran'ı bombalamakla tehdit eden Trump için daha mütevazı bir anlaşma, askeri çatışmaya karşı tek geçerli alternatif olabilir.

İlerleme kaydedilmesi halinde ise ABD, Avrupalı müttefiklerine baskı yaparak ya da süreyi uzatmak için yeni bir BM Güvenlik Konseyi kararı arayarak yaptırımların geri çekilmesini gayrı resmi olarak erteleyecektir.

ABD'nin Avrupa'daki müttefikleri ve hatta Rusya ve Çin, bir krizden kaçınmanın bir yolu olarak mütevazi bir anlaşmayı destekleyebilir.

Ancak askeri seçenek masada kalmaya devam edecektir.

ABD bölgedeki konuşlanmasını genişletti ve İran'ın Fordow ve Natanz'daki zenginleştirme tesisleri gibi sertleştirilmiş hedeflere nüfuz etmek üzere tasarlanmış mühimmat taşıma kapasitesine sahip B-2 hayalet bombardıman uçakları mevcut. Bu konuşlanmalar hem müzakere kozu hem de görüşmelerin başarısız olması halinde olası hava saldırılarına hazırlık işlevi görüyor.

Başarının garantisi yok. İran ABD'nin şartlarını reddedebilir ya da daha fazla taviz koparma umuduyla ayak sürüyerek elini fazla zorlayabilir. Trump verilen tavizlerin yetersiz olduğuna karar verebilir ve rotayı geri adım atmaya ya da daha kötüsüne çevirebilir.

Ancak bilinen şu ki; müzakereler çökerse ve ABD ya da İsrail İran'ın nükleer tesislerine saldırırsa, sadece bölgeyi değil tüm dünyayı sarsacak bir süreç başlayacaktır.

Kaynak:

GDH Haber

GDH Digital'i sosyal medyadan takip edin!

etiketler
Suriye
Nükleer
İran
ABD
Suudi Arabistan
Ortadoğu
Bae
Loading Spinner