Responsible Statecraft: Trump'ın “yaptırım tehdidi” Rusya'yı durdurabilir mi?

ABD'nin önde gelen yayın organlarından Responsible Statecraft'da, Trump'ın 50 gün içerisinde Rusya'nın ateşkese yanaşmaması durumunda yeni yaptırımları devreye alma kararırının olası sonuçlarının değerlendirildiği bir analiz yayınlandı.

Trump'ın NATO üzerinden Ukrayna'ya silah transferi planının ve yeni yaptırımları devreye alma kararırının, aslında ABD'nin Rusya stratejisinde çıkmaza girdiğinin kanıtı olduğu belirtilen analizde, savaşa daha fazla silah pompalamanın Ukrayna'nın kazanmasına yardımcı olmayacağı gibi ikincil yaptırımları desteklemenin de barış umutlarını tamamen yok edeceği tespiti yapıldı.

Analizde ayrıca; alınan kararların hem küresel arenaya hem de ABD'nin iç dinamiklerine nasıl yansıyacağına dair değerlendirmelere yer verildi.

İşte Responsible Statecraft'da yayınlanan analiz:

ABD Başkanı Trump, Ukrayna politikası konusunda ilk döneminin bir tekrarını yaşıyor gibi görünüyor ve görünen o ki başkan, ABD'nin Rusya ile ilişkilerini kötüleştiren politikaları uygulamaya zorlanıyor.

ABD'nin Ukrayna'ya daha gelişmiş Patriot füze bataryaları göndereceğini ve yeni yaptırımlar uygulayacağını duyurması aslında bir dögüyü işaret ediyor.

Bu füzeler bu defa masraflarını karşılayacak olan NATO üye ülkeleri aracılığıyla gönderilecek olsa da, aslında ABD'nin bir çıkmaza girdiğini ortaya koyuyor.

Rusya'dan enerji satın alan ülkelere %100'den %500' kadar çok yüksek gümrük vergileri uygulayacak olan yaptırımlar ise; Senatör Lindsey Graham ve Richard Blumenthal tarafından senato gündemine getirilecek.

Ancak özellikle ABD'deki askeri uzmanlara göre; savaşa daha fazla silah pompalamak Ukrayna'nın kazanmasına yardımcı olmayacak ve ikincil yaptırımları desteklemek ise barış umutlarını tamamen yok edecek.

Trump'ın bugün yine içinde bulunduğu durum, Groundhog Day filmini hatırlatan iç karartıcı bir his uyandırıyor.

Kanada'da düzenlenen son G7 Zirvesi'nde “yaptırımlar bize çok pahalıya mal oluyor” diyen Trump, bu son hamlesi ile ilk döneminde olduğu gibi, artık ABD'nin Rusya politikasını kontrol edemediğini teyit etmiş oldu.

Nitekim, önerilen yasa tasarısı, yine Senatör Graham tarafından desteklenen 2017 tarihli Amerikan Düşmanlarına Yaptırımlarla Karşı Koyma Yasası'ndan (CAATSA ) çok daha kötü bir etki yaratacak potansiyele sahip.

Bu son yaptırım tasarısının farkı ise, Ukrayna'da barış umutlarını yok etmenin yanı sıra, ABD ekonomisine zarar verecek olmasıdır. Gümrük vergileri, AB, Tayvan ve Çin dahil olmak üzere birçok önemli ABD ortağıyla ticareti etkileyecektir ve Amerika'nın giderek zedelenen dünya itibarına daha da fazla zarar verecektir.

Diğer bir ifade ile Rusya'nın ana ticaret ortaklarına karşı geniş çaplı gümrük vergileri uygulayarak Rusya'yı zayıflatmaya çalışmak işe yaramayacaktır.

ABD'nin yaptırım tehdidine karşı Çin'in birdenbire Rus petrolü ithalatını durduracağına inananlar ya aptaldır ya da samimiyetsizdir. Çin, bu yılın başlarında yaptığı gibi, Washington'a karşı misilleme gümrük vergileriyle yanıt verecektir.

Enflasyonda çok korkulan bir artış henüz gerçekleşmemiş olsa da, birçok Amerikalı ekonomist fiyatların yaz aylarında artacağını öngörüyor.

OECD'ye göre, ABD'nin büyüme oranı yavaşlayacak ve bu, Başkan Trump'ın uygulamakla tehdit ettiği gümrük vergileri ile birlikte daha da tetiklenecek.

Çin'e uygulanan gümrük vergilerinin %145'e çıkarılmasından sonra, ABD'nin Çin'e uyguladığı ortalama gümrük vergisi şu anda %51 civarında. Amerika'nın tüm dünyaya uyguladığı efektif gümrük vergisi oranı bugün yaklaşık %14,1.

Zaten 2014'ten bu yana hiçbir zaman yaptırımların Putin'in Ukrayna'ya yönelik tutumunu değiştireceği ihtimali uzaktan bile görünmüyordu.

Ukrayna'da savaşın başladığı günün ertesi günü olan Şubat 2022'de, şu anda ABD Ulusal İstihbarat Direktörü olan Tulsi Gabbard'ın "yaptırımlar işe yaramıyor” ifadelerini unutmamak gerekiyor.

Görünen o ki; ABD bunlarla oyalanırken, Rusya ise Ukrayna'ya karşı yıkıcı sonuçları olan yıpratıcı savaşını sürdürmeye devam edecek.