CNN International: Trump'ın baş döndürücü Ukrayna politikası savaşın geleceğini nasıl etkileyecek?

ABD merkezli önemli yayın organlarından CNN International'da, Trump'ın BM Zirvesi sırasında yaptığı açıklamalar üzerinden ABD'nin ve AB'nin Ukrayna politikasının değerlendirildiği bir analiz yayınlandı.

ABD Başkanı Donald Trump'ın Ukrayna politikasında baş döndürücü dönüşler yaptığına dikkat çekilen analizde, NATO'nun Rus hava araçlarını engellemesine dair ise herhangi bir savunma çabasına katılıp katılmayacağının şaibeli olmasının durumu daha da karmaşık hale getirdiği belirtildi.

Analizde ayrıca; savaşın Putin için de giderek daha da varoluşsal bir hale geldiği belirtilerek, saaşın geleceğine dair değerlendirmelere yer verildi.

İşte CNN International'da yayınlanan analiz:

Beklenmedik olaylar bazen o kadar sıradan hale gelir ki artık beklenen olaylar haline gelir. ABD Başkanı Donald Trump'ın Ukrayna politikasında baş döndürücü dönüşler de o kadar sık ortaya çıkıyor ki artık sıradan hale geldi.

Trump son olarak, NATO'nun silah tedariki, savaşma iradesi ve Rusya'nın ekonomik zayıflığı nedeniyle Ukrayna'nın işgal altındaki tüm topraklarını geri alabileceğini öne sürdü. Tüm bunları, bir zamanlar Ukrayna'nın işgalcisine topraklarını teslim etmesi gerektiğini söyleyen ve Rusya Devlet Başkanı Vladimir Putin'e kırmızı halı sermiş olan bir adam söylüyor.

Peki Trump'da yaşanan bu 180 derecelik dönüş ne anlama geliyor?

Öncelikle, dünyanın en güçlü adamının Pazartesi günü 360 derece dönüp, olduğu yere geri dönebilme ihtimalinin de olduğunu belirtmek gerekiyor.

İlk olarak, Trump'ın son tutumunun Kiev için iyi bir haber olduğunu inkar etmek aptalca olur. Bu tutum, Ukraynalıların mücadele “ruhunu” takdir ediyor ve Rusya'nın işgal ettiği tüm toprakları geri almak için en maksimalist tutumlarını destekliyor.

Trump ayrıca, NATO'nun onları ABD silahlarıyla sonuna kadar silahlandırmasını destekliyor ve Rusya'nın açıkça “kağıt kaplan” olarak kaldığını vurguluyor.

Ancak önemli ve anlamlı iyi haberler burada sona eriyor.

Zira görünen o ki; Trump artık savaşın sona ermesini istemiyor. Ukrayna'nın neredeyse kesin olarak elde edemeyeceği toprakları geri alana kadar savaşın devam edebileceğini düşünüyor.

Kiev'in, aylardır karşı karşıya olduğu ciddi insan gücü sorunları ve yavaş yavaş kaybettiği topraklar göz önüne alındığında, savaşın yarın adil ve kalıcı bir şekilde sona ermesini istediğini söylemek yanlış olmaz.

Ukrayna Cumhurbaşkanı Zelenskiy, bir imkansız talepten diğerine geçiyor.

Artık Ukrayna'nın savunmasında binlerce kişinin hayatını kaybettiği toprakları vermek gibi kabul edilemez tavizler vermesi istenmiyor. Bunun yerine, 2023 yazında yoğun bir hazırlık sürecinin ardından gerçekleştirilen karşı saldırı sırasında Ukrayna'nın geri alamadığı toprakları geri almak gibi belki de imkansız bir göreve zorlanıyor.

Trump'ın yorumlarına yanıt olarak Kremlin ise, “düşük vasıflı bir uzman” bile Rus birliklerinin ilerleme kaydettiğini görebileceğini belirtiyor.

Trump ne düşünüyor?

Trump'ın argümanının ana fikri, Avrupa'daki müttefiklerinden de duyduğumuz gibi, Rusya ekonomisinin tehlikede olduğu yönünde.

Evet, Rusya'nın rafineri altyapısına yönelik sürekli saldırılar olası gaz kıtlığına neden oldu ve son olarak Salı gecesi, bir Ukrayna insansız hava aracı, Rusya'nın 1.400 km içindeki Gazprom rafinerisini bir hafta içinde ikinci kez vurdu. Benzin istasyonlarında kuyruklar ve daha geniş çaplı sorunlar olduğu bildiriliyor.

Ancak tüm kapalı toplumlarda olduğu gibi, bunun ne kadar ciddi olduğunu ölçmek imkansız ve önümüzdeki aylarda gerçek bir yıkıma yol açmak için buzdağı gibi belirip sonra da eriyip gidebilir.

Rusya'nın ekonomik kırılganlığına güvenmek, Kremlin'in şu anda bulunduğu durumdan farklı bir toplumsal paradigmaya da dayanıyor.

İşgal öncesi dünyada, yüksek enflasyon, ücret artışları, büyük bir terhis krizi ve yaptırımların normal ekonomiye verdiği zarar, politika yapıcıları zorlamalıydı.

Ancak bu, Putin'in varoluşsal savaşı.

Savaş bittikten sonra, muhtemelen iktidarını kaybedecek veya otokrasisinin bile başa çıkamayacağı, açıklaması ve iyileştirmesi imkansız bir görevle karşı karşıya kalacak.

Bu nedenle; Rus askerlerin annelerine ve gazilerine, kederlerini dindirebilecek kadar kesin bir zafer sunması gerekiyor. Aksi takdirde Putin, iktidarı sürerken çatışmanın devam etmesini sağlamak zorunda kalacak.

BM Genel Kurulu'nda Zelenskiy ile konuşan Trump, NATO ülkelerinin hava sahalarında Rus hava araçlarını düşürmeleri gerektiğini de söyledi.

Bu belki çok radikal bir fikir değil. Ancak mevcut ortamda, bu savunma önlemi için Amerika'nın desteğinin olması şart.

Ancak Trump, herhangi bir savunma çabasına katılıp katılmayacağı sorulduğunda “Duruma bağlı” cevabını veriyor. Yani Beyaz Saray bu konuda tamamen net ve kesin bir tavır sergilemiyor.

Görünen o ki Putin de bu yeni kararlılığı sınayacak ve muhtemelen hemen yarın olmasa da bunu mutlaka deneyecek.

Kremlin, Trump'ın davranışlarını dikkatle analiz ediyor ve onun sabrını ne kadar zorlayabileceklerini iyi değerlendiriyor.

Muhtemelen, Trump'ın kendisini 21. yüzyıl Avrupa güvenliği için bu savaşın nasıl sonuçlanacağına dair anlatının merkezine koyduğunu ve bu rolden hoşlandığını fark etmişlerdir. Ve bu pozisyonun, onun belirlediği son sekiz son tarih gibi, yeni olduğunu da fark edeceklerdir.

Ve en az bir ay daha bekleyip, tekrar değişip değişmeyeceğini görmek zorundalar.