Responsible Statecraft: Trump-Putin görüşmesi neleri değiştirecek?
Karşılıklı adımlar, küresel ve bölgesel etkiler, tarafların olası talepleri. Trump-Putin görüşmesi Ukrayna Savaşı'nın geleceği dışında neleri değiştirecek?
Son Güncelleme: 09.08.2025 - 02:25
ABD'nin önde gelen yayın organlarından Responsible Statecraft'da, önümüzdeki hafta gerçekleşecek olan Trump-Putin zirvesine dair öngörülerin ve görüşmenin olası sonuçlarının değerlendirildiği bir analiz yayınlandı.
Trump'ın açıkladığı ve Kremlin tarafından doğrulanan görüşmenin, sadece Ukrayna savaşının sonucuna dair etkiler uyandırmayacağına dikkat çekilen analizde, görüşmenin BRICS ülkelerinden küresel etki alanlarına kadar çok sayıda başlıkta dengeleri değiştirme potansiyeline sahip olduğu tespiti yapıldı.
Analizde ayrıca; anlaşmanın sağlanmasına yönelik hem ABD'nin hem de Rusya'nın olası teklifleri ve geri adımlarına dair değerlendirmelere yer verildi.
İşte Responsible Statecraft'da yayınlanan analiz:
Önümüzdeki hafta, ABD ve Rusya başkanları Donald Trump ve Vladimir Putin arasında ilk görüşme gerçekleşecek ve Kremlin bu görüşmeyi doğruladı.
Zirvenin tarihi ve yeri dahil olmak üzere ayrıntılar henüz netleşmedi ancak Putin, Moskova'da BAE Cumhurbaşkanı Muhammed Bin Zayed'i ağırlarken, zirvenin Birleşik Arap Emirlikleri'nde gerçekleşebileceğini ima etti.
Trump-Putin gündemi, Ukrayna'daki savaşın sona erdirilmesine odaklanıyor, ancak küresel istikrar, nükleer silahların kontrolü, Orta Doğu'daki durum, İran, ticaret ve yaptırımlar gibi daha geniş kapsamlı konular da muhtemelen görüşülecek.
Toplantı konusunda anlaşma, ABD Özel Temsilcisi Steve Witkoff'un Moskova'da Putin ile yaptığı görüşmelerin ardından sağlandı ve Trump bunu “büyük bir ilerleme” olarak nitelendirdi.
Bu üslup, Trump'ın son haftalarda Putin'e karşı benimsediği daha şahin tavırdan belirgin bir değişiklik olduğunu gösteriyor ve Witkoff'un diplomasi çabalarının, Trump'ın Moskova'ya Ukrayna'da ateşkes kabul etmesi için 8 Ağustos'u son tarih olarak belirledikten sonra birçok kişinin korktuğu ABD-Rusya geriliminin hızla tırmanmasını engellediğini düşündürüyor.
Bu ani değişim neden oldu?
Olası bir açıklama, Putin'in Rus petrolü satın alan ülkelere (Çin, Hindistan ve Brezilya dahil) yönelik yıkıcı ikincil yaptırımlar tehdidiyle karşı karşıya kalarak baskı altında geri adım atmış olması olabilir.
Ancak Trump'ın ültimatomundan bu yana sergilediği davranışlar aksini gösteriyor. Putin, her yönetimde politikanın dramatik bir şekilde değişebileceğini bilerek, son günlerde ABD başkanlarını geniş kapsamlı tavizler vererek etkilemeye daha az önem veriyor gibi görünüyor.
Dahası, üç yıl süren ağır yaptırımlara katlandıktan sonra Moskova, Batı'nın, varoluşsal bir çatışma olarak gördüğü bu konuda Rusya'nın stratejik hesaplamalarını anlamlı bir şekilde değiştirebilecek çok az araç kaldığını hesaplıyor olabilir.
Alternatif olarak, belki de daha önce düşünülenden daha önemli tavizler vermeye hazırlanan Trump olabilir. Bu, Witkoff'un ziyaretinden sonra Moskova'nın “yeni ABD tekliflerini” kabul edilebilir bulmasının nedenini açıklayabilir.
Diğer yandan Trump'ın görünürdeki tavır değişikliği, Hindistan ve Çin'e yönelik gümrük vergisi tehditlerinin başarısızlığından kaynaklanıyor olabilir.
Her iki ülke de, Rus petrol alımlarına yönelik önerilen %100 gümrük vergisini, egemen ticaret haklarının ihlali olarak reddetti. Yaptırımlar kısa vadede ekonomik sıkıntılara neden olsa da, her iki ülke de bu temel ilke konusunda taviz vermeye niyetli değil.
Ayrıca, Çin güçlü bir kozunu elinde tutuyor.
Bu yılın başlarında yaptığı gibi, ABD'nin sanayi ve savunma sektörleri için hayati önem taşıyan nadir toprak metalleri ihracatını kısıtlayarak misilleme yapabilir.
Jeopolitik açıdan, Trump'ın hem Çin hem de Hindistan'a aynı anda baskı uygulaması, bu iki ülkeyi birbirine yaklaştırma riski taşıyor.
Washington, Çin'e karşı bir denge unsuru olarak Hindistan'ı onlarca yıl boyunca dikkatle ikna etmeye çalıştı. Ancak iki Asya devi, ABD'ye karşı ortak bir cephe oluşturursa, Washington büyük bir stratejik gerileme riskiyle karşı karşıya kalacak.
Sonuçlar şimdiden görülüyor ve Modi, ABD ile gerilimin tırmanmasıyla birlikte yedi yıl sonra ilk kez Çin'i ziyaret etmeyi planlıyor.
Daha da önemlisi, hem Pekin hem de Delhi şimdi Moskova'ya doğru hareket ediyor gibi görünüyor ve ABD'nin gümrük vergisi açıklamasının ertesi günü Putin'in Modi'nin ulusal güvenlik danışmanını üst düzeyde kabul etmesi bunu ortaya koyuyor.
Bu jeopolitik yeniden düzenlemeyi tamamlayan Brezilya Devlet Başkanı Lula, BRICS ülkelerinin ABD'nin gümrük vergisi önlemlerine karşı ortak bir tutum tartışmasını önerdi.
Bu ikilemle karşı karşıya kalan Trump, Moskova ile işbirliği yaparak kendi yarattığı çıkmazdan kurtulabilir.
Gümrük vergisi tehditlerini uygulamak, Hindistan'ın Washington'dan uzaklaşması ve BRICS ülkelerinin birleşmesi dahil olmak üzere zararlı ekonomik sonuçlar ve jeopolitik yeniden düzenlemelere yol açarken, gümrük vergilerinden veya Putin'e verdiği Ukrayna ültimatomundan vazgeçmesi, Trump'ın güvenilirliğini ciddi şekilde zedeleyecektir.
Putin'in gerçek işbirliğini sağlamak için Trump, Rusya'nın temel savaş taleplerini ele almalı, toprak kazanımlarının resmi olarak tanımalı, Ukrayna'nın tarafsızlığının garanti edilmesi (NATO üyeliği hariç) ve Ukrayna ordusunun Moskova'nın tehdit olarak görmediği seviyelere indirilmesi gibi adımlar atabilir.
Olası bir uzlaşma, toprak takası içerebilir ve Rusya, dört bölgenin resmi kontrol karşılığında, şu anda işgal ettiği topraklardan çekilebilir ve böyle bir düzenleme mümkün olursa, daha geniş kapsamlı barış görüşmelerinin önünü açabilir.
Eve toplantının şartları hala kırılgan bir durumda ve Rusya ya da Ukrayna'nı bu kısa süreçte yüksek sayıda can kaybına yol açan bir saldırı yapması, görüşmeleri başlamadan öncebitirebilir.
Ancak tüm tarafların bilmesi gerekir ki başarısızlık, ciddi sonuçlar doğuracak ve savaş alanında yeni bir tırmanmanın yanı sıra sadece Rusya ile Batı arasındaki gerilimin artmasına değil, tüm bu dengeler ışığında küreel bir yeniden yapılanmayı tetikleyebilir.
Kaynak:
Responsible StatecraftİLGİLİ HABERLER
The New York Times: Dünya artık İsrail’den nefret ediyor
The Hill: ABD'nin Rusya ve İran'ın ile çatışması kaçınılmaz hale mi gelecek?
The New Arab: Filistin meselesinde ABD tekeli sona eriyor
The Hill: Trump neden Putin'i “ödüllendirmek” istiyor?
Avrupalı liderlerden ABD'nin barış görüşmelerine sert eleştiri
Brussels Signal: Çok kutuplu düzende Avrupa'ya yer yok
DİĞER HABERLER
Brussels Signal: Çok kutuplu düzende Avrupa'ya yer yok
The Hill: Trump neden Putin'i “ödüllendirmek” istiyor?
Real Clear World: Trump'ın saldırgan yeni Batı Yarımküre doktrini
Gulf State Analytics: İsrail'in Suriye'deki asıl hedefi ne?
The New Arab: İsrail'in “zorla nakil” stratejisinin arka planı
Politico: Avrupa'nın zayıflık psikolojisi tırmanıyor
The National Interest: Japonya, 3. Dünya Savaşı'nın fitilini mi ateşledi?
Carnegie Endowment: Türkiye Ukrayna barış sürecinde kilit aktör olabilir.
The Telegraph: Avrupa varoluşsal krizini aşabilecek mi?
UnHerd: İsrail'in saldırganlığı üçüncü bir dünya düzenini mi başlatacak?


