Asia Times: ABD-Çin rekabetinde son tango “Hint-Pasifik”
Küçük ve orta güçler, küresel çok kutupluluğa geçişin nasıl kilidi haline geldi? ASEAN zirvesinin sonuçları, ABD-Çin küresel rakabetinde nasıl sonuçlar doğuracak?
Son Güncelleme: 27.10.2025 - 00:36
Kanada merkezli önemli yayın organlarından Asia Times'da, ABD Başkanı Trump'ın ASEAN Zirvesi'ne katılımın etkilerinin ve olası sonuçlarının değerlendirildiği bir analiz yayınlandı.
ABD Başkanı Trump'ın bölgeye ziyaretinin 2017'den bu yana bir ABD başkanının bölgeye yaptığı ilk ziyaret olduğuna dikkat çekilen analizde, Hint-Pasifik bölgesinin büyük, orta ve küçük güçleri birbirine bağlayan karşılıklı bağımlılık ağları aracılığıyla işleyen bir ülke olması nedeniyle kritik önem sahip olduğu tespiti yapıldı.
Analizde ayrıca; ASEAN zirvesinin sonuçlarının küresel anlamda ABD-Çin rakabetinde de yeni bir hesaplaşma olacağı kaydedildi.
İşte Asia Times'da yayınlanan analiz:
ABD Başkanı Donald Trump, hafta sonu Malezya'nın Kuala Lumpur kentinde düzenlenenen 47. ASEAN Zirvesi için Güneydoğu Asya'ya yaptığı ziyaret, ABD'nin küresel dengeleri yeniden düzenleme çabalarının bir parçası olarak öne çıktı.
Bu ziyaret, 2017'den bu yana bir ABD başkanının bölgeye yaptığı ilk ziyaret oldu ve ardından Güney Kore'nin Busan kentine geçerek APEC Liderler Toplantısı'na katılacak olması da Çin Devlet Başkanı Xi Jinping ile uzun zamandır beklenen görüşmesinin gerçekleşmesi anlamına geliyor.
Bazı analistler, bu yılın başlarında Körfez Turu sırasında görülen “Trump etkisi”nin tekrarlanacağını tahmin ediyorlar.
Trump Körfez Turu sırasında, yaklaşık 2 trilyon dolarlık yatırım ve savunma anlaşmalarıyla Washington'un Suudi Arabistan, BAE ve Katar üzerindeki etkisi yeniden pekiştirmişti.
Ancak çok sayıda uzmana göre Hint-Pasifik bir Körfez değil ve ABD burada bir hegemon değil.
Orta Doğu'da istikrar, iki kutuplu ekseni kontrol altında tutmak için sert güç projeksiyonuna bağlı. Bir tarafta İran ve Rusya, diğer tarafta Washington ile ittifak halindeki Körfez ülkeleri ve İsrail var.
Buna karşılık Hint-Pasifik, büyük, orta ve küçük güçleri birbirine bağlayan karşılıklı bağımlılık ağları aracılığıyla işliyor.
Esnek çok taraflılık
Hint-Pasifik'in siyasi kültürü, neredeyse yüz yıldır büyük güçler arasındaki rekabeti absorbe etmek üzere inşa edildi.
Genellikle “mandalaların buluştuğu yer” olarak tanımlanan Güneydoğu Asya, Srivijaya ve Majapahit deniz imparatorluklarından Soğuk Savaş döneminde Washington ve Moskova arasında dengeleme çabalarına kadar, her zaman imparatorlukların ve ticaretin kesişme noktası oldu.
Bu nedenle ABD için; Trump'ın “Önce Amerika” tutumu bölgesel çıkarlarla bir arada var olabilir mi sorusu en büyük sorunlardan birisi olarak duruyor.
Singapur Başbakanı Lawrence Wong, Tianjin'deki Dünya Ekonomik Forumu'nda yaptığı son konuşmada, ülkeleri “çok taraflılığı terk etmek yerine güncellemeye ve geliştirmeye ve bu konuda temelleri atmaya çağırmıştı.
Ancak bu “esnek çok taraflılık” çağrısı bölgenin dinamikleri ile uyuşmuyor.
Diğer yandan ise Hint-Pasifik'te bulunan küçük devletler şüphesiz olarak küresel gelişmelerde seyirci değil.
Örnek olarak Singapur'un yakın zamanda Avustralya, İngiltere ve Güney Kore ile imzaladığı Dijital Ekonomi Anlaşmaları, 2030 yılına kadar bölgesel GSYİH'ye 2 trilyon dolar eklemeyi hedefleyen ASEAN Dijital Ekonomi Çerçeve Anlaşması'na (DEFA) ilham kaynağı oldu.
Şu anda 200 MW iletim kapasitesine sahip Laos-Tayland-Malezya-Singapur Enerji Entegrasyon Projesi, bölgesel enerji güvenliği ve yapay zeka destekli veri merkezi altyapısı gibi gelecekteki endüstriler için kilit öneme sahip ASEAN Enerji Şebekesi için bir öncü rol oynayacak.
Bu ortamda, “Önce Amerika” ve “Önce Çin” yaklaşımlarının her ikisi de darbe alabilir.
İstikrarın aktörleri
Her ne kadar gözönünde olmasalar da, bölgede bulunan küçük devletler, çok kutupluluğa geçişin karmaşık sürecinde bile dünyayı şekillendirebilirler.
Örnek olarak; Singapur Başbakanı Wong'un geçtiğimiz günlerde Financial Times'a verdiği demeçte;
"Büyük güçler elbette bu süreçlerin nasıl sonuçlanacağı konusunda büyük söz sahibi ve etkili olsalar da, dünyanın geri kalanı, pasif bir seyirci olmak zorunda değil. Bizim de etki alanımız var ve önemli olan çok taraflı çerçeveleri korumak için kendi aramızda çalışabiliriz. Dünyanın kaderini birlikte belirliyoruz.”
ifadelerini kullandı.
Bu mesaj aslında, küçük ve orta güçlerin dünya düzeninin dengeleyicileri olmaya devam ettiklerini hatırlatan bir uyarıydı.
Bu açıklama bir bakıma; Trump'ın ziyaretini önemli görürken, diğer yandan ise bölgede ABD'nin küresel düzenin kurallarını belirleyen tek güç olarak görülmeyeceği ve Hint-Pasifik'te vazgeçilmez bir aktör olarak kabul edilmeyeceği anlamına geliyor.
Kaynak:
Asia TimesİLGİLİ HABERLER
The New Arab: Erdoğan'ın Körfez turunun 3 önemli hedefi ve beklentiler
The National Interest: Avrupa perde arkasında Rusya'ya nasıl destek veriyor?
The New Arab: Gazze'de ateşkesin üzerinde asılı duran soru işaretleri ne?
The Hill: Trump neden Putin'i “ödüllendirmek” istiyor?
Somali Başbakanı Barre: "Trump'a yanıt vermeye bile gerek yok"
Brussels Signal: Çok kutuplu düzende Avrupa'ya yer yok
DİĞER HABERLER
Brussels Signal: Çok kutuplu düzende Avrupa'ya yer yok
The Hill: Trump neden Putin'i “ödüllendirmek” istiyor?
Real Clear World: Trump'ın saldırgan yeni Batı Yarımküre doktrini
Gulf State Analytics: İsrail'in Suriye'deki asıl hedefi ne?
The New Arab: İsrail'in “zorla nakil” stratejisinin arka planı
Politico: Avrupa'nın zayıflık psikolojisi tırmanıyor
The National Interest: Japonya, 3. Dünya Savaşı'nın fitilini mi ateşledi?
Carnegie Endowment: Türkiye Ukrayna barış sürecinde kilit aktör olabilir.
The Telegraph: Avrupa varoluşsal krizini aşabilecek mi?
UnHerd: İsrail'in saldırganlığı üçüncü bir dünya düzenini mi başlatacak?


